İstanbul Üniversitesi malumunuz dev bir yerleşkeye sahip. Neredeyse Beyazıt semtinin her yerinde bir fakültesine ya da yüksek okuluna ya da bağlı bir birimine rastlayabilirsiniz. Kuzenimle Laleli'deki Edebiyat Fakültesinden giriş yaparak -ki öğrenci kimliği olmadan içeri giremiyorsunuz- birkaç bölümü görme fırsatına nail oldum. Eminim orada okuyanlar ve mezunlar için çok sıradan durum olabilir ama İstanbul'da yaşayıp önünden geçen biz garibanlar için durum aynı değil!
Tarihi binalar her zaman ilgimi çekmiştir. Özellikle önünden geçip de giremediklerim :) Sadece sınavlarda o da şans eseri çıkarsa girebildiğimiz yerler buralar. Güvenlikten geçerken bile tedirgin oldum acaba alacak mı diye? Nüfus cüzdamı bırakrak kabul edildim. E böyle zor girebildiğim bir yer hakkında da bolgumda yazı yazmalıyım diye düşündüm.
Tarihi binalar her zaman ilgimi çekmiştir. Özellikle önünden geçip de giremediklerim :) Sadece sınavlarda o da şans eseri çıkarsa girebildiğimiz yerler buralar. Güvenlikten geçerken bile tedirgin oldum acaba alacak mı diye? Nüfus cüzdamı bırakrak kabul edildim. E böyle zor girebildiğim bir yer hakkında da bolgumda yazı yazmalıyım diye düşündüm.
Burası Edebiyat Fakültesi son katı!
Bir derslikten manzara :)
Bir derslikten manzara :)
Her yerde duvar yazıları vardı.
Bu en anlamlısıydı bunu çektim!
Bu en anlamlısıydı bunu çektim!
Bunlar balık fosiliymiş. Coğrafya fakültesinden!
Burası Hergele Meydanıymış!
Giriş yaptığımız yerden nüfus cüzdamını alıp Vefa tarafından çıktık. Tabii bunun için de rica ettik güvenlikteki arkadaşlara! Neereden bileyim çıkacağınızı dediler ki haklılar özellikle üst üste yaşanan terör olaylarından sonra!
Vefa İstabul'da bir semt :D
Bunu İstanbulda yaşan tüm vefasızlara gönderiyorum :D
Bunu İstanbulda yaşan tüm vefasızlara gönderiyorum :D
Vefa'ya doğru giderken Helvai Yakup Efendinin Türbesinin önünden geçiyoruz. Bilmem kaç kez geçtim ama kuzenim söyleyene kadar dikkatimi çekmemişti. Her cuma günü de hanımlar burad helva dağıtıyorlarmış. Sanırım dileği kabul olanlar! Yine bunu da hiç denk gelmedim :(
Vefa deyince akla gelen ilk yerlerden birisi: Vefa Bozacısı :)
Burası tek parti döneminde "Ahır" olarak kullanılan camilerden biriymiş! İspatı da duvara hayvanları bağlamak için takılan demirlerden anlıyormuşuz! Tarihçi kuzenle gezmenin faydaları :)
Molla Gürani Cami
Osmanlı erken dönem örneklerinden biriymiş. Zaten kullanılan taşlar farkındaysanızAyasofyanın taşlarına benziyor. İznik'teki ve Tranzondaki de dahil :)
Ve semte de adını varen Şeyh Ebul Vefa Çilehanesi!
Ve geldik son gezi noktamıza: İstanbul Üniversitesi Beyazıt kampüsü!
Buraya sanırım 2001 yılında girmiştim. DGS'nin ilk yılıydı ve ben de burada girmiştim :)
Hey gidi günler hey!!!
Beyazıt meydanındaki kapının arkadan görünümü :)
Hep önden çekerdim, arkadan çekmek de kısmet oldu :) Kampüs tadilattaymış. Burası da bahçesi. Sırf bu bahçe için bile burada okunur ya da çalışılır!
Beyazıt Kulesi, yangınları gözetlemek ve haber vermek amacıyla
İstanbul'un Beyazıt semtinde 1749 yılında inşa edilen 85 metre
yüksekliğinde kule. Gözetleme yerine kadar çıkan merdivenler 180
basamaktan ibarettir.
Güneş Saati! Fotoğraf büyütülürse açıklama okunabilir.
Bir de ben yazmayayım dedim :D
Profesör çok olunca evi de yapılmış :D