05 Mayıs 2015

Türkiye'de Gezilecek Yerler: Edirne :)

Efendim, Esenler Belediyesi sponsorluğunda arkadaşlarla Edirne yollarına düştük. Öncelikle Esenler Belediyesine pozitif ayrımcılık yaparak kadınlara özel gezi düzenledikleri için teşekkür ediyoruz. Sağ olsunlar çok güzel ağırladılar bizi :) Gerekli teşekkürleri yaptıktan sonra anlatmaya başlayalım:

Bu Edirne'ye 3. gidişim! Her gittiğimde farklı yerlerini keşfettiğimi söylemeliyim. Her gezi rotası organizasyonu düzenleyenler tarafından belirleniyor. Zaman kısıtlı olduğu içinde belli yerlere götürülüyor. Mesela bu gezimizde Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı yer ile eski sarayın kalıntılarını görme fırsatı bulurken ilk bimarhane olan -akıl hastalıklarının su sesi, musiki vs ile tedavi edildiği yer- yeri gezmedik. Önünden geçtik ama :D Dediğim gibi her gezi de farklı bir macera farklı bir rota bizi yeni yerler görmemizi sağlıyor.

Edirne'de ilk durağımız Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi!
1912-1913 Balkan Savaşı yıllarında Bulgarlar bize neler yapmış Türkiye'de yaşayan herkes görmeli. İnsanlar açlıktan ağaç kavuklarını dişlemişler. Dilek Hanımın (rehberimiz) dediğine göre hala diş izleri duran ağaçlar varmış. Aynı Çanakkale'de verilen yemek listesi burada da mevcut. Çanakkale'den daha önce yaşandığı halde Çanakkale kadar bilinmiyor maalesef. Kahraman asker aynı asker, sadece yer ve zaman farklı. Allah hepsinden razı olsun. Ayrıca Şükrü Paşa'nın vasiyeti  bilinmeli. Daha önce geldiğimi söylemiştim ama nedense bu sefer bu vasiyetten çok etkilendim. Vatan, millet sevgisi başka nasıl açıklanır hiç bilmiyorum. Şükrü Paşanın ve askerlerinin ruhları şad olsun! Nur içinde yatsınlar!







İkinci durağımız Saray-ı Cedid (Yeni Saray/Edirne Sarayı) kalıntılarının da bulunduğu, Kırkpınar Güreşlerinin de yapıldığı yer! Hatta Balkan Şehitleri Anıtı da burada, Tunca Köprüsü de!
1877-8 Osmanlı-Rus savaşı kaybedilince buradaki cephaneler, düşman eline geçmesin diye ateşe verilmiş. Bu yüzden de Saray-ı Cedid'den  pek bir şey kalmamış günümüze! Yoksa devletin yönetildiği bir yer, muadili Topkapı Sarayı! Düşünün şaşaayı, haşmeti!!!
Tunca köprüsü, asıl adı da Fatih Köprüsüymüş. Tahmin edileceği üzere Fatih yaptırmış :) Aslında Saray-ı Cedid'den birkaç parça daha vardı ama fotoğraflamamışım :(


Saraydan sağlam kalan kapı kulesi!


Tunca Köprüsü ve yine saraydan bir parça!


Sarayın mutfak bölümü, 2008'de restore edilmeye başlanmış!
Balkan Şehitleri Anıtı!


 Gelelim Kırkpınar Güreşleri'nin yapıldığı yere! Tunca Köprüsünden geçince hemen karşınıza geliyor stadyum!



Saray-ı Cedid'e giderken yolda Mihal Bey Yapılarını (köprü, cami ve hamam), 2. Beyazıd Sağlık Külliyesi Müzesini ve birçok şey gördük ama durmadık! 

Ve üçüncü durağımız Meriç Köprüsü ve yemek zamanı :)
yediğiniz içtiğiniz sizin olsun bana gördüklerini anlat dermiş eskiler, bu blog da öyle bir şey oldu :)
Karşınızda Edirne Ciğeri ve Köftesi ve Höşmerim :)
Muhteşemdi, söylemesi ayıp afiyetle yedik :)


Bu arada Meriç Köprüsünün gerçek adı da Mecidiye Köprüsüymüş. Abdülmecid tarafından yaptırılmış tahmin edildiği üzere. Meriç nehri üstünde olduğu için zamanla bu ismi almış. Aynı Tunca Köprüsü gibi yani...


Ve son durağımız camiler ama onları da müsaadenizle daha sonra yazacağım. Bir gün gezdik ve tam da gezmedik ama yaz yaz bitmiyor. Dilek hanımın anlattıklarının yarısını yazmadım daha!
Selametle :)