İstanbul'da Gezilecek Yerler: Büyükada :)

İstanbul'da Gezilecek Yerler: Büyükada :)

Bu kaçıncı Büyükada ziyaretim saymadım ama ilk defa Aya Yorgi Kilisesine çıkıyorum. Hatta tırmanıyorum da diyebiliriz. Büyükadaya doğum günü münasebetiyle arkadaşlar toplanıp gittik. Ayrıca yazmadan edemeyeceğim. İlk defa vapur kaçırıyorum :) İlkler unutulmazmış :) Kabataş'tan vapura binemedik, hatta bizden önce giden 2 arkadaş vapurdan indiler :( Umarım bu mevzuyu hemencecik unuturlar :) Saat 9 vapuru kaçınca diğeri 10:30daydı. Biz de hemen diğer taraftaki özel hatla -9 buçukta kalkan- direk büyük adaya giden vapura bindik. 

Hatta kaçırdığımız vapurdan önce bile vardık :)

Büyük adaya gider gitmez hemen tarifelere baktık ki sabahki gibi bir şey yaşamayalım. Tarifelere bakarken hemen köşede bulunan taçlardan birer tane aldık. 7 hatunla gezince normal şeyler bunlar. Papatyalardan taçlarımızı da saçlarımıza taktıktan sonra büyük bir kalabalıkla Saat Kulesine doğru yürüdük. O malum koku giderek artarken anı fotoğraflarımızı da çektik. İçimizden biri geleneği bozmayarak fayton ne kadar diye sordu. Hemen istişare meclisini kurduk ve her zamanki gibi çok para deyip yürümeye karar verdik. (4 kişi 75tl imiş.)

 Faytonların güzergahından yolumuza devam ettik. Cumartesi hava berbattı, pazar günü de öyle olacağını sanarken bir mucize oldu ve hava açtı. Çok kısmetliydik, hava güzelleşmiş ve güneş yüzünü göstermişti.

  

Fotoğraflarda da görüldüğü gibi bazıları bizim gibi yürümeyi tercih etti, bazıları bisiklet kiraladı ve bazıları da faytona bindi. Yaklaşık 2 saatte faytonların en son durağına vardık. Yolda Tuzlu Su temalı binealin 2 sergisini gezdik. Bol bol fotoğraf çektik, tuvalet aradık... Piknik alanlarından fiyat sorduk, -laf aramızda onu da pahalı bulduk ama dönüşte pazarlık yaparak birisine giriş yaptık- velhasıl birbirimize gaz vere vere kiliseden önceki son fayton durağına geldik!

Çok adaletli bir nokta burası, paran olsa da herkes aynı durumda.
Çünkü buradan sonra sadece yürüyerek devam edebiliyorsunuz. Bu parkur daha dik ve daha zorluydu. Niye kendimize bu eziyeti yapıyoruz diye diye çıkmaya başladık! Ama şimdiden söyleyebilirim ki yukarıdaki manzara gerçekten bu zahmete değer güzellikteydi. 

İlk hediyelik eşya satan tezgaha rastladık. Burası ilk durağımız ve amcaya göre yolu yarılamışız!
Çok tatlı bir beyefendi satıyordu bunları ada hatırası olarak. Kendisinin fotoğrafını niye çekmedim hiç bilmiyorum :( Aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi Aya Yorgi Kilisesine çıkanlar dilek dilemeye çıkıyormuş ve fotoğraftaki nesneleri alarak işi kolaylaştırıyorlarmış. Kısaca, hangi dinin olduğu önemli değil kapitalizm buraya da el atmış. Ağaç dallarına, su şişelerinin kağıtlarını asanlar da sanırım kapitalizme meydan okuyanlar. Netten biraz araştırınca ve kilisenin içini görünce insanlar buraya dilek dilemeye geliyorlarmış öğrenmiş olduk. Aşk, para, sağlık vs...

Ayrıca ada turu 75tl imiş, son durağa kadar faytonla gelmek 35tl imiş, amcamız bizi bu konuda sağolsun aydınlattı :)

Bismillah deyip devam ettik yola.. İkinci hatıra satılan yer..

 

 Bu arada sol tarafımızda da aşağıdaki gibi harikulade bir manzara var!!!

 Ve kilise göründü :D

 

 Bu da farklı bir yöntemle yukarı çıkmış bir aile. Demek ki o kadar da adaletli bir durak değilmiş :) Hiç eşeğe binip yukarı çıkılacağını tahmin etmezdim.

Camilerde görmeye alıştığımız uyarı yazıları burada da var.

 

Ve dilek mumları da bunlar. Bağış karşılığında alıyorsunuz ve dileğinizi dileyip mumu yakıyorsunuz.

En azından benim gözlemlerim bu şekilde :)

Ve tekrar manzara :)

 

 

Ada dondurması  :)

 Büyükada Aya Yorgi Kilisesine Nasıl Gidilir?

Kabataştan Büyükada vapuruna bin, fayton güzergahını takip ederek yürü!

Yol sizin cesaretinizi kırabilir ama gidiş dönüşten daha kısa sürüyor :)