Türkiye Şehirleri: Mardin

4-Mardin (2 gün) - Çarşamba/ Perşembe

Kasimiye Medresesi - Mardin Müzesi - Mardin Sokakları (Abbaralar)

Deyrul Zafaran Manastırı - Süryani Kahvesi - Dibek Kahvesi 

- Dara Antik Kent

Ve Mardin, semavi dinlerin buluşma noktası, abbaraların şehri!

Müslüman, Süryani, Hristiyan ibadethanelerin bir arada olduğu nadir şehirlerden! Gerçi bizim coğrafyamızda nadir kelimesini kullanmak bence yanlış olur. Dünya tarihine bakıldığında tüm dinlerin bir arada ve özgürce yaşadığı nadir yerler çoğunlukla bizdedir. İstanbul fethedildiğinde de böyleydi, Anadolu kapıları bize açıldığında da böyleydi, konar göçer yaşarken de böyleydi.

Kasimiye Medresesi 

 

Kasımiye Medresesi, Mardin'de bir medresedir. Artuklular döneminde yapımına başlanan medresenin inşası Timur dönemindeki Moğol saldırıları nedeniyle yarım kalmış, 15. yüzyılın sonlarında Akkoyunlu sultanı Kasım ibn Cihangir döneminde tamamlanmıştır. bkz: viki

Kasimiye Medresesi, adı üstünde medrese yani döneminin eğitim öğretim verilen okullarıdan birisi. Mezapotamya topraklarına nazır inşaa edilmiş, döneminin en ihtişamlı yapılarından biri. Medresenin sınıf kapıları normal insan boyundan daha küçük tasarlanmış ki ilim karşısında insan eğilerek yani saygıyla içeri girsin! 

Kasimiye Medresesinde, insan yaşamı su ile tasvir edilmiş. Yandaki fotoğrafta da göreceğiniz gibi çeşmeden akan su; doğumu, döküldüğü yer; çocukluğu ve gençliği, sonraki ince uzun bölüm olgunluk ve yaşlılık çağını temsil ediyormuş. Buradan büyük bir havuzda biriken su da ölüm olarak düşünülmüş. Ve havuzda toplanan su, kanallarla Mezapotamya topraklarına ulaştırılarak toprağa geri dönüyor, tıpkı insanların gömüldükten sonra toprağa karışıp toprak olması gibi! Etkileyici değil mi?

Mardin Müzesi

Mardin müzesinde, sahte tarihi eserlerin sergilendiği bir bölüm vardı. Ve üzerinde sahte yazmasa şahsen gerçek diye bakar, inceler ve hayran kalırdım. O kadar başarılılar yani!!!

 

- Mardin Sokakları (Abbaralar)

Abbara, taş tünel demek. Aşağıdaki fotoğfta da görüldüğü gibi Mardin'in taş evleri arasında geçişler bunlarla sağlanmış. Benzeri Antakya'da da vardı.

 

Deyrul Zafaran Manastırı - Mor Şleymun Manastırı - Mor Hananyo Manastırı 

 Manastır, hala eğitim vermeye devam ettiği için randevuyla geziliyor. Bize eşlik edecek din görevlisini beklerken  Süryani Kahvesinin tadına bakıyoruz.

Manastır hakkında detaylı bilgiyi buradan bulabilirsiniz.

 Manastırda güneş tapınağı bölümü var. Hristiyanlık öncesi de ibadethane olarak kullanıldığını gösteriyor bu. Güneş tapınağı bölümüne daracık merdivenler yardımıyla iniyorsunuz. İndiğiniz bölümün yüksekliği fotoğraflarda da görüldüğü gibi fazla değil. Tavan, herhangi bir tutucu malzeme kullanılmadan taşların birbirine geçirilmesi ile yapılmış. Tapınakta doğuya bakan mini pencereden başka pencere yok. Bu pencereden güneş doğup ışığı kaybolana kadar ibadet ediliyormuş.

- Dara Antik Kent
Gap turundaki sürpriz burası bizim için. Gerçekten şaşırtıcıydı. Fotoğraflardaki sarı tişörtlü beyefendi bulmuş burayı yanlışlıkla. Dev bir antik kentin üzerinde yaşadıklarını fark etmişler ve şuanda da gönüllü rehberlik yapıyor.

Mardin’in 30 km. güneydoğusunda bulunan Oğuz köyünde yer almaktadır. Tarihte Yukarı Mezopotamya'nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius'un (491-518) girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğunun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulmuştur. Kaya içine oyulan yapılardan oluşan ve geniş bir alana yayılan Dara Antik Kentinin çevresi 4 kilometrelik bir surla korunmuştur. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 m. yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir. Ayrıca köyün etrafında tarihleri Geç Roma dönemine kadar giden mağara evlere rastlanmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, "Mardin Tanıtım Kitapçığı", sayfa: 15, Baskı: Elma Basım Ltd. Şti. İstanbul, 2012

 devam edecek..