Cunda Adası'na Yolculuk
Alibey Adası olarak da adlandırılan Cunda Adası, Ayvalık Adaları'nın en büyüğü olup irili ufaklı 22 adanın içerisinde yerleşime açık olan tek adadır. İdari bakımdan Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlıdır. Balıkesir'in en gözde yerlerinden biri olan Cunda Adası, Ayvalık'ın tam da karşısında bulunuyor. Türkiye'nin Ege Denizi'nde bulunan 4. büyük adasıdır.
Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü 1964 yılında Cunda Adası'na yapılmıştır. Bu köprü sayesinde adaya deniz yoluyla beraber kara yolundan da ulaşılabiliyor. İlk boğaz köprüsü filan deyince öyle İstanbul Boğazındaki köprüler aklınıza gelmesin. 54 metre uzunluğundaki köprü yol ile aynı yükseklikte ve tabela olmasa fark edilmiyor bile. Hatta rehber söylemese tabelaya rağmen fark edemeyebilirdik.
Cunda Adası sarmaşık ve begonvilli, zemini taş döşemeli dar sokaklarıyla ve tarihi Rum evleriyle doğallığını yitirmeden günümüze kadar gelmiştir. Taksiyarhis Kilisesi, Despotun Evi, Aşıklar Tepesi, Agois Yannis Kilisesi, Tımarhane Adası, Cunda Sahil Çarşısı ve Taş Kahveyi ziyaret etmelisiniz. Merkezde denize girecek bir yer yok maalesef. Fakat çok güzel koylar var, oralara gidilebilir. Rumların zamanında içkiye fazla kaçıranları adalardan birine bırakıyorlarmış bir nevi ceza gibi. Zamanla bu adanın adı Tımarhane Adası olarak kalmış.
Rahmi Koç Müzesi Taksiyarhis Kilisesi
Rum Ortodoks cemaati tarafından, 1873 yılında, eski temelleri üzerine Metropol (Anakent) Kilisesi olarak inşa edilerek, Rahmi Koç tarafından müzeye dönüştürülmüştür. Kilise içindeki işlemeli sütunlar, freskler ve özel, renkli camlar oldukça dikkat çekici. Kilisede sergilenen eserler arasında ise eski model minyatür arabalar, farklı kültürlere ait oyuncaklar gibi birçok eser bulunuyor.
Rahmi Koç Müzesi'nden birkaç fotoğraf...
Rahmi Koç Müzesi'nin çıkışında aşağıdaki zeytinyağı yapma makinesi sergilenmekte. Eskiden aşağıdaki ahşap makine ile zeytin yağı yapılıyormuş.
Aşıklаr Tepesi - Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı'na dönüştürülen Agios Yannis Kilisesi
Agios Yannis Kilisesi'ne, dar taş sokaklardan çıkarak ulaşabilirsiniz. Cunda Adası'nın ilk tarihi yel değirmeni ve Kilise restore edilerek Cunda Sevim ve Necdet Kent* Kitaplığı'na dönüştürülmüş durumda. Türkçe dışında Almanca, İngilizce gibi farklı dillerde eserlerin de yer aldığı kitaplığa dönüştürülmüş kiliseye ek olarak tarihi yel değirmeninin altında hizmet veren bir kafe-restoran da bulunuyor. Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı'nın bulunduğu yere Aşıklаr Tepesi de deniyor. Adayı ve çevresini panoramik şekilde gören muhteşem bir manzaraya sahip.
*Necdet Kent, emekli büyükelçilerimizden. Türk Pasaportu filminde hayatı anlatılmış. Ayrıca oğlu Muhtar Kent kilise restorasyonunu yaptırmış ve babasının kütüphanesini buraya bağışlamış.
Lozan Antlaşması sonrası
1924 yılındaki mübadelede Türk'lerin Cunda Adasına ilk ayak bastığı yer.
Cunda Adası Sokaklar
Dondurmacı Cemal'den dondurma, Lokma İmparatoru Saki'den de lokma tadabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder