Hattuşa (Boğazköy) - Hitit Başkenti (Çorum)
1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Hattuşa (Çorum, Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Önceleri ilk sahipleri olan Hattiler tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan şehir, Hitit egemenliğine geçtikten sonra “Hattuşa” adını aldı. M.Ö. 1700’lerde Kuşşara şehrinin kralı Anitta tarafından alınan Hattuşa, yine Anitta tarafından yıkıldı. Yazılı kayıtlarda Anitta ilk Hitit kralıdır. Yaklaşık yüzyıl kadar sonra şehir, I. Hattuşili tarafından tekrar kurularak 400 yıldan uzun bir süre hüküm sürecek olan bir uygarlığın başkenti haline getirildi. Günümüzde görülebilen ve büyük çoğunluğu Büyük Kral IV. Tudhaliya dönemine ait olan kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet konutları ve surlar bulunmaktadır. Hattuşa 1834 yılında Fransız mimar Charles Texier tarafından keşfedilmiştir. Kazılar, kesintisiz olarak Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülmektedir.
Hattuşaş Antik kentinde Kral Kapı, Sfenksli Kapı, Yer Kapı, Potern (Tünel), Hiyeroglifli Oda, Hitit Surları, Büyük Tapınak, Nişantaşı ve Meşhur Yeşil Taşı gibi kalıntıları görebilirsiniz.
Hattuşa Aşağı Şehir ve Yukarı Şehir olarak isimlendirilmiş.
Hattuşa şehri surlarla çevriliydi. Aşağıdaki fotoğrafta kalıntılara göre rekonstrüksiyonu* yapılmış hali görülmektedir. Surların bazı yerlerinde kapılar mevcuttu.
*Rekonstrüksiyon, “yeniden inşa” demektir ve sadece bir kemik parçası bulunmuş olan canlının resminin ya da maketinin yapılmasıdır.
Hattuşa Büyük Tapınak Kalıntıları
Günümüze Büyük Tapınak'tan çok bir şey kalmamıştır. Aşağıdaki fotoğraflar kalıntılara aittir.
Hattuşa Yeşil Taş (Asteroit Taşı)
Fotoğrafta görülen yeşil taşın bir Asteroit olduğu düşünülmekteymiş. Konum itibariyle eskiden büyük tapınak (1 nolu) olan yerde olduğu için de dini bir figür de olabileceği düşünülüyormuş.
1 Nolu Tapınak Depoları ve Tahıl Küpleri
Hattuşa Aslanlı Kapı
Aslanlı Kapı güney batıda, suşarın dış yüzünde aslan yontuları bulunan kapıdır. Dışarıdan gelen misafir şehre girmeden önce ilk tüm heybetiyle aslan figürleri yontulmuş bu kapıyı görür. Gücü, kuvveti temsil ederek görenlere korku vermesi sağlanır. Gerçeği Ankara Etnografya Müzesinde sergilenmektedir.
Hattuşa Kral Kapı
Hattuşa Kral Kapı surların iç yüzünde, silahlı tanrının bulunduğu kapıdır. Şehri koruyan tanrı figürü işlenmiştir. Gerçeği Ankara Etnografya Müzesinde sergilenmektedir.
Hattuşa Yer Kapı - Hattuşa Sfenksli Kapı
Yer Kapı, kentin güney ucunda yer alıyordu. Burada 30 m. yüksekliğinde, 250 m. uzunluğunda ve 80 m. genişliğinde bir toprak set oluşturulmuştur. Bu set üzerinden geçen kent surunun ortalarında da Sfenksli Kapı yer alır. Bu kapının tam altında, Hatuşa’nın bugün içinden geçilebilen tek potern (tünel) vardır. 71 m. uzunluğunda ve 3 m. yüksekliğindeki poternden geçilerek sur dışına çıkılmaktadır.
Grifon: "Griffon" veya "Griffin", genellikle aslan vücutlu, kartal kanatlı ve kafalı mitolojik yaratıktır. Birden fazla yaratığın birleşiminden oluşan varlıklar.
Hattuşa Potern (Tünel)
8 adet Potern vardır ama bir tanesi topraktan temizlenmiştir. Diğerleri toprakla doludur. Tünelin içi piramit şeklinde olup yığma taşlarla yapılmıştır ve girişlerine tahta kapılar örtüyorlarmış. Tünel dışarıdan da görüldüğü için düşmandan korunmak için yapıldığı düşünülmemektedir. Dini törenler de ya da normal geçit gibi kullanılmış olacağı tahmin edilmektedir. Arka tarafında da 20bin-30bin kişiye yetecek tahıl depoları bulunmaktadır. Sfenksli Kapı'nın orijinali Boğazköy Müzesinde sergilenmektedir.
Hitit metinlerinde sık sık “Hattuşa Ülkesinin Bin Tanrısından” söz edilmektedir.
Tarihteki ilk yazılı barış antlaşması olarak bilinen Kadeş Antlaşması, M.Ö 1280'de, Mısırlılar ve Hititliler arasında imzalanmıştır.
Resim (Anadolu Hiyeroglifi) ve çivi yazısı kullanmışlardır. Kil tabletlere yazılar yazılmış, pişirilmiş ve saklanmıştır.
İlk çevrilen Hitit yazısı
ninda-an ezzateni watarra ekutteni; suyu içeceksin, ekmeği yiyeceksin
devamı da dediğimi yapacaksın şeklindeymiş.
Anaerkil yapılı bir kültürdür.
Tavenna Hitit Kraliçesi
Hititler, Neşa halkıdır.
Akrapol kral sarayı demek.
Hattuşa'da megaron* yapı türü görülmektedir. Maalesef günümüze herhangi bir ev kalmadığı için fotoğrafta da görüldüğü gibi evlerin tahmini sınırları çizilmiştir.
*Erken Tunç Çağ'ından (M.Ö. 3000'li Yıllarda) Ege'de ortaya çıkmıştır. Yunan tapınağının prototipidir. Uzun ev modeline uygun kısa tarafında giriş bölümü olan dehliz ve dikdörtgen, büyük bir merkezi ocağı ile sütunlu bir girişi bulunan bir evdir.
Kaynaklar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder